SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HUDUD BAHSİ

<< 1696 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

24 - (1696) حدثني أبو غسان مالك بن عبدالواحد المسمعي. حدثنا معاذ (يعني ابن هشام) حدثني أبي عن يحيى بن أبي كثير. حدثني أبو قلابة؛ أن أبا المهلب حدثه عن عمران بن حصين؛

 أن امرأة من جهينة أتت نبي الله صلى الله عليه وسلم، وهي حبلى من الزنى. فقالت: يا نبي الله! أصبت حدا فأقمه علي. فدعا نبي الله صلى الله عليه وسلم وليها. فقال (أحسن إليها. فإذا وضعت فائتني بها) ففعل. فأمر بها نبي الله صلى الله عليه وسلم. فشكت عليها ثيابها. ثم أمر بها فرجمت. ثم صلى عليها. فقال له عمر: تصلي عليها؟ يا نبي الله! وقد زنت. فقال (لقد تابت توبة لو قسمت بين سبعين من أهل المدينة لوسعتهم. وهل وجدت توبة أفضل من أن جادت بنفسها لله تعالى؟).

 

[ش (أصبت حدا) أي ارتكبت أمرا يوجب الحد.

(فشكت عليها ثيابها) هكذا هو في معظم النسخ: فشكت. وفي بعضها: فشدت. وهو معنى الأول. وفي هذا استحباب جمع أثوابها عليها وشدها، بحيث لا تنكشف عورتها في تقلبها وتكرار اضطرابها.

(جادت بنفسها) أي أخرجت روحها ودفعتها لله تعالى].

 

{24}

Bana Ebû Gassân Mâlik b. AbdiIvâhİd El-Mismaî rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz   (yâni İbni Hişâm) rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Yahya b. Ebî Kesirden rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû Kılâbe rivayet etti. Ona da Ebû'l-Mühelleb, İmrân b. Husayn'dan naklen rivayet etmiş ki,

 

Cüheyne (kabilesin) den bîr kadın zinadan gebe olarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelmiş ve:

 

  Yâ Nebiyyâllah! Ben haddi hak ettim. Onu bana tatbik ediver! demiş. Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem) de velîsini çağırarak:

 

«Buna iyi bak, doğurduğu zaman onu bana getir!» buyurmuş. Velisi de öyle yapmış. Bunun üzerine Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadın hakkında emir vererek üzerine elbisesi bağlanmış. Sonra emir buyurarak recmedilmiş; ve cenazesini kılmış. Ömer kendisine :

 

  Bunun cenazesini kılacak mısın yâ Nebiyyâllah? Halbuki zina etmiştir; demiş. Efendimiz:

 

«Gerçekten o öyle bir tevbe etti kî, bu tevbe Medinelilerden yetmiş kişi arasında taksim edilse onlara yeterdi. Sen Allah için canını vermekten daha faziletli bir tevbe gördün mü?» buyurmuşlar-

 

 

(1696) - وحدثناه أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عفان عن مسلم. حدثنا أبان العطار. حدثنا يحيى بن أبي كثير، بهذا الإسناد، مثله.

 

{…}

Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Affân b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bize Ebân El-Attâr rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî Kesir bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhari «Hudûd» bahsinde; Nesâi «Recim»de tahrîc etmişlerdir. Babımızın birinci rivayetinde ismi zikredilmeyen zatın da Mâiz (Radiyallahu anh) olması muhtemeldir.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in :

 

«Olabilir ki sen...» buyurmaktan maksadı: «öpmüşsündür veya sıkmışsın dır. Nitekim bir rivayette tasrîh de edilmiştir. Bu sözle Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona zinayı i'tirâftan vaz geçmesini işaret sureti ile telkin etmek istemiştir.

 

Nebîb: Çiftleşme ânında tekenin çıkardığı sestir.

 

Küsbe: Süt ve msâlinden verilen az miktardır.

 

Rivayetlerin birinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Mâiz'e:

 

«Senin hakkında kulağıma gelen doğru mudur?» diye, sorduğu; diğer rivayetlerde meşhur olduğuna göre ise Mâiz (Radiyallahu anh)'ın: «Yâ Resûlâllah! Beni temizle!» dediği bildiriliyor. Ulemâ bu iki rivayet arasında tezâd olmadığını söylemişlerdir. Zira Müslim'den başkalarının rivayetinde, kavminin Mâiz'i Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çağırmadan gönderdikleri, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onu gönderen zâta:

 

«Kendisini elbisenle ört sen senin için daha hayırlı olurdu.» dediği bildiriliyor. Şu halde macerayı evvelâ başkasından duymuş; sonra Mâiz (Radiyallahu anh): Beni temizle! deyince :

 

«Senin hakkında kulağıma gelen doğru mudur?» diye sormuştur.

 

Keza bir rivayette Hz. Mâiz için mezar kazılmadiğı, diğer rivayette ise kazıldığı bildiriliyor. Recim esnasında kaçtığı tasrîh edildiğine bakarak bâzıları bu rivayetlerin arasını bulmuş ve : «Mezar kazılmadığını bildiren rivayetten murâd: Büyük çukur kazılmadı yahut mezar tahsis edilmedi; demektir.» mütâleasında bulunmuşlardır.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Mâiz'e sitemde bulunmaması hadd-i şer'i günahına keffâret olduğu içindir. Mağfiret dilememesi de başkası onun istiğfarına güvenerek aldanmasın; zina etmesin diyedir.

 

Kadın dahî bir rivayete göre çocuk doğar doğmaz recmedilmiş; diğer rivayete göre çocuk sütten kesilinceye kadar kendisine mühlet verilmiştir. Hâdise bir olduğu için bu rivayetlerin birincisi ikincisine muvafık olarak te'vîl edilmiştir.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadının velîsine :

 

«Buna iyî bak!» diye tavsiyede bulunmuştur.

 

Bu da akrabası gayrete gelip kadına eziyet etmesinler diyedir. Bir de böyle kötülük işleyen bir kimseye karşı nefret duymak insanların tabiatında mevcut bir haslet olduğu için kadına acımış ve ona iyi muamele edilmesini istemiştir.